Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Sabahattin Ali

Sabahattin Ali

SABAHATTİN ALİ

 

12 Şubat 1906 tarihinde Gümülcine’de dünyaya geldi. İstanbul Muallim Mektebi’ni bitirdikten sonra 1927 yılında Yozgat’ta bir yıl öğretmenlik yaptı. Daha sonra 1928’de öğrenimine devam etmek üzere Almanya’ya gitti ve iki yıl sonra yurda geri döndü. Çeşitli illerde öğretmenlik görevinde bulundu, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki Neşriyat Müdürlüğü’nde memurluk ve Devlet Konservatuarı’nda dramaturgluk yaptı.

Yazmaya çok küçük yaşlarda şiir denemeleri ile başlayan Sabahattin Ali,  ilk eserlerini dergi ve gazetelerde yayımladı. Daha sonra Aziz Nesin ile birlikte Markopaşa dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergide yayımlanan ve siyasi üslubu oldukça aşırı bulunan yazıları yüzünden eleştirildi ve hapis yattı.

Sabahattin Ali asıl ününü Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan romanları ile kazansa da edebi üslubu öykülerde yerleşmiştir. Gerçekçi metotla çalışır. Konu ve tiplerini daha çok fakir insanların acılı yaşantısından aldığı için sanatına natüralist de denilebilir. Hemen hemen büyün yazılarında tez göze çarpar. Üsluba az özen göstermesi ve biraz acele yazması döneminde oldukça eleştirilmiştir.

Sabahattin Ali 2 Nisan 1948 yılında ülkeyi terk etmek için çıktığı belirsiz yolda, Bulgaristan sınırındaki Kırklareli ilinin orman bölgesinde feci bir şekilde öldürülmüştür.

 

ESERLERİ:

 

Roman

Kuyucaklı Yusuf (1937)

İçimizdeki Şeytan (1940)

Kürk Mantolu Madonna (1943)

Öykü

Değirmen (1935)

Kağnı (1936)

Ses (1937)

Yeni Dünya (1943)

Sırça Köşk (1947)

Şiir

Dağlar ve Rüzgâr (1934)

Kurbağanın Serenadı (1937)

Öteki Şiirler (1937)

Oyun

Esirler (1936)

 


Devamını göster ..
Sıralama : Göster :
Toplam 5 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
 %  20
Yeni Dünya
Yeni Dünya'nın incecik vücudu ortada, gerilmiş bir yay gibi hareketsiz duruyor ve bekliyordu. Sazın ilk vuruşlarıyla birlikte bu vücut, kendisinden beklenmeyen bir çeviklikle harekete geçti. Boyalı saçlarını savurup yüzüne dökerek ve başını bir göğsüne, bir arkaya atarak, ortada fırıl fırıl dönmeye başladı. Şimdi Deli Emine ona yetişemiyordu. Ellerini başının üstünde birleştirip kaşıkları, dışarıda kalan sapları görünmeyecek kadar hızla birbirine vuran, kısa fakat yine görünmeyecek hızlı adımlar atan Yeni D
7.2 TL. 9 TL.
 %  20
Ses
Ses
Bir tek korkusu vardı: Kalabalık bir yerde, mesela bir sokak köşesinde düşüverirse başına üşüşürler; ifade almaya, itip kakalamaya, götürmeye kalkarlar, onu rahat can vermeye bırakmazlardı. Can çekişirken hırpalanmaktan ödü kopuyordu. Kendisine herhangi bir şekilde yardım edilip kurtarılabileceği düşüncesi kafasından o kadar uzaktı ve dünyada kendisiyle meşgul olabilecek bir insan bulunabileceği ihtimali ona öyle yabancı idi ki bu bitip tükenmez yürüyüşte onun kütleşen sinirlerini ne bir ümit ne bir hiddet
6.4 TL. 8 TL.
 %  20
Kuyucaklı Yusuf
Şimdi ilk defa bir şey istiyor, hem de korkunç bir şiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkânsızlıkla beraber gelmişti? Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz öldürmeye mecbur kalıyordu? Niçin? Kimin için?.. Sabretmek, affetmek, koruyup kollamak doğasıdır aşkın; en büyük korkusuysa kaybetmek. İşte bu güçtür, bu korkudur temize çıkaran sevdiğinin kabahatlerini. Yine aynı gü
11.2 TL. 14 TL.
 %  20
Sırça Köşk
Halk sırça köşkün enkazını çabuk temizlemiş, dünyada onsuz da yaşanabileceğini anlayarak eski hayatına dönmüş, işini yine arasından seçtiği adamlara gördürmüş ama sırça köşkün kötü hatırasını uzun zaman zihninden çıkaramamış. İhtiyarlar çocuklarına ondan bahsederlerken şu nasihati vermeyi unutmazlarmış: Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlat
7.2 TL. 9 TL.
 %  20
Değirmen
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?.. Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun... Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun... Anlatılacak hikayelere dönüşmek isteyen şeyler hiçbir engel tanımaz. Ve anlatacak hikayeleri olan insanlar sözcükleri asla bırakmaz. Engel ta
7.2 TL. 9 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 5 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1